Psikolog ve Yaşam Koçu Olmak
Psikolog ve Yaşam Koçu Olmak
Son dönemde psikologların ve yaşam koçlarının kim olduğu ve mesleklerini nasıl icra edecekleri ve en önemlisi de aralarındaki mesleki uygulama farklılıkları çeşitli şekillerde gündeme getirilmiş ve tartışma konusu olmuştur. Bu konu ile ilgili belirsizlik ve kavram kargaşası özellikle yaşam koçlarının büyük bir hızla artan sayılarla terapi sahasına girmeleri ve danışanların psikologlar yerine çoğu zaman kısa yoldan çözüm bulacakları umudu ile yaşam koçlarına başvurmaları ile belirginleşmeye başlamıştır . Değerli okurlar, bu açıklamanın amacı Psikolojinin kısa bir tanımı, Psikologların ve yaşam koçlarının eğitimleri ve çalışma alanları ve farkları hakkında bilgilendirme yapmaktır.
Psikoloji insanın düşünce, duygu ve davranışlarını inceleyen, bunların ortaya çıkış nedenlerini ve nasıl değişebileceğini ortaya koyan bilim ve uygulama dalıdır. Psikologlar geçmiş ile ilgilenir ve iki önemli ilişkisel bağ üzerinde çalışırlar: Bunlardan ilki; beyin ve davranış, ikincisi ise; çevre ve davranış ilişkisidir.
Psikologlar araştırmacı olarak gözlem yapar, ardından deney ve analiz gibi bilimsel yöntemleri izler ve bilimsel bulguları uygulamak için, mesleki donanımlarını ve birikimlerini yaratıcılıkları ile devreye sokarlar. Nedenleri teşhis edebilirler; psikolojik olgularla çalışmak üzere eğitilmiş olup konularında lisansa sahiptirler. Hastanelerde çalışabilirler, eğitimleri doğrultusunda psikometrik testler uygulayabilirler; terapi sertifikaları ve formasyonları doğrultusunda terapi yapabilirler.
Yaşam Koçluğu ise profesyonel bir hizmettir. Danışanlar bir Yaşam Koçuyla bir hedefe ulaşmak, bir problemi çözmek veya kendi yaşamlarında aradıkları radikal bir değişimi hedef ve vizyon belirleme yöntemleriyle saptarlar. Yaşam koçları psikologlar gibi çalışmaz; geçmişle çalışmak yerine; danışanla birlikte, onun geleceğiyle ilgili doğru kararlar alınmasına; değişim gerektiren keskin dönemeçlerde yeni hedef ve vizyonlar eşliğinde doğru adımları belirlemek üzere planlanan profesyonel yardım sunarlar. Bir çok yaşam koçu, danışanın özel yaşam veya iş pozisyonunu ve şu anki ihtiyaçlarını belirlemek için değerlendirme araçları kullanırlar.
Yaşam Koçluğu dünyada bu kadar hızla yayılmasının ve giderek popülerleşmesinin nedeni, artık cağın insanının istekleri ve tıkanmış degişim arzuları için uzun vadede beklemeye tahammüllerinin kalmaması, bir an önce sonuca odaklı çözümü yaşama arzularıdır. Son yıllarda kişisel gelişim; başarının ölçütü ve insan haklarınının temel taşı olmuşken; bu iş dalının yayılmasına şaşırmamak gerek diye düşünüyorum. Beklenen sonuçları görmek yaşam koçluğu ile yapılan çalışmalarda sizce ne kadar sürecektir. Belki de bir iki günde büyük değişimin ilk adımları çoktan atılmış olacaktır. Danışmanlık ilişkisinin etkileri aradaki güven ve rahat etme bağının hızına göre çok çabuk görülmeye başlanabilir. Bunun yanı sıra, etkin ve kalıcı başarının ortaya çıkması için en az üç aylık bir periyod gerekir. Uzun vadede giden bir danışmanlık ilişkisi ise; degişen vizyon ve hedeflerle yıllarca sürebilir.
Yaşam Koçluğunun psikolojik terapiden farkı; bir psikoloğun teşhis edilebilir psikolojik davranışlarla ilgilenmek üzere üniversite bazında eğitilmiş olması, lisansa sahip olması iken; bir yaşam koçu psikolojik konular hakkında bilgi sahibi olsa bile, daha çok kişinin ( danışanının) hedeflerinin belirlenmesi ile bunları gerçeğe dönüstürecek stratejilerin birlikte yaratımında ve uygulanma takibinde devreye giren kişidir.
Mesleki geçmiş ve egitimlerimin soucunda bu iki branşın bütünleşmesinde yararlar olabileceğini gördüğümden 9 yıllık psikoloji ve yüksek lisans eğitiminden sonra ; aylar kadar kısa sürelerde edinilen sertifika sonucunda yaşam koçluğunun da kişinin gelecegine yönelik planlamalarda etkili olabilen stratejileri olduğunu gördüm. Çünkü; bilindiği üzere bir çok koçun danışanı ihtiyaç duyarsa yönlendirebileceği birkaç terapistle ilişkisi vardır.
Sözün özü olarak, bu ilk yazımla sizlere merhaba derken konu ile ilgili küçük bir vizyon yaratmak istiyorum. Bugün cebinde sürücü ehliyeti taşıyan herkes araba kullanabiliyor; ama bazılarının şoförlük bilgisi sadece vites, pedallar ve direksiyon üçgeninde sınırlı iken, bazıları hareket halindeyken bile motordan gelen her hangi bir “farklı” sesi dinleyerek önlem alabiliyor.
Kişisel görüşüm, nasıl ki Psikologlar kendi muayenehanelerini açamayıp bir Psikiyatr bünyesinde çalışmak zorunda bırakılıyorsa, Koçluk kavramı da Psikologlar kontrolü altında ve bünyesinde yürütülmelidir ve bu konu ile ilgili yasal düzenleme çalışmaları yapılmaktadır.
Sevgiler,
Sibel KESKİNEL
Uzman Psikolog ve Yaşam Koçu