AW-11189518860 Aile Evlilik Çift Danışmanı Dr. Ekrem Çulfa Koçluk ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi 0533 3738123
Dr. Mehmet A. Eroğlu Yaşam-Eğitim Koçu 0544 7243650
yek@ilet.in
Ego-Tansiyon
14/05/2019
“Ne zaman yukarılara doğru tırmansam ego diye bir köpek tarafından takip ediliyorum.” F. Nietzsche Sağlıklı insan, yaşamını belli bir denge üzerinde sürdüren bireydir. İyi şeyler her zaman iyi, kötü şeyler de her zaman kötü değildir. Her şeye siyah ve beyaz etiketi koymak doğru değildir. Sevdiklerimiz her zaman sevilecek, sevmediklerimiz de her zaman sevilmeyecek denirse doğrular değerini yitirir. Kapkara bir dünyanın zindanlarına mahkum kalınır. Sevgi güzeldir. Aşırı sevgi kıskançlığı ortaya çıkarır ki yaşanmaz bir hal alır. Baklava börek, kebap, hamburger, kızartmalar yağlı, tuzlu yiyecekler güzeldir fakat aşırısı sağlığı tehdit eder. Korku, kaygı, öfke kötüdür ne var ki, yaşamın bir parçası olan iyi ve kötü ile mücadelede bu duyguların yeri olmazsa olmazdır. Dostlar olduğu gibi düşmanlar da yaşamın bir parçasıdır. Menfaat çatışmaları, yaşam sürecinde karşılaşılan gerçeklerdir. Dolayısıyla hep iyi duygular içinde olmak her zaman istismara açık olmak demektir. İyi ve kötü duygular, kişiyi mutlu etmek için yaratılıştan var olan güzelliklerdir. Yaşam, kişinin elinde olmayan kurallar içinde devam eder. Fakat bu kurallara insan eliyle müdahale edilip yaşamın dengesinin değiştiğinin ve sağlık ayarlarının bozulduğu bir gerçektir. Ego-tansiyon diye bir kavram üzerinden bireyin yaşam dengesine bakalım. Ego bireyin duygusal kişilik yapısını ifade ederken, tansiyon ise beden sağlık dengesine dair bir ifadedir. Her ikisi de normal düzeyde olursa birey hem ruhsal hem de bedensel olarak sağlıklı demektir. Tansiyonu bir takım aletlerle ölçüp matematiksel ifade ederken, bilim henüz egonun denge durumunu matematiksel ifade eden bir tanım koymamıştır. Ego psikolojinin inceleme alanında oldukça detaylı incelenen bir terim olarak karşımıza çıkar. Ego her ne kadar dilimizde pek hoş bir anlam ifade etmese de latince olan bu kelime benlik anlamındadır. Sigmund Freud psikolojik açıdan benliği id, ego, süperego diye ayırsa da bizim ilgi alanımız normal düzeydeki benlik ifade eden ego durumudur. İnsanlardaki benlik aynen tansiyon gibi büyük 120-130 ve küçük 70-90 seyrinde ise yaratılışındaki fabrika ayarlarında mükemmeldir. Egonun normal düzeyi durumunda birey, kendini ifade edebilen, özgüveni yerinde, çevresiyle uyumlu ve huzurlu biridir. Normal düzeyin düşük olması durumu özgüvenin yerini aşağılık kompleksi, kendini yetersiz görme, içe kapanıklık, dış dünyadan kendini soyutlama şeklinde ortaya çıkar. Benlikteki normal düzeyin üstünde bir durum söz konusu olduğunda ise bencilliğe varan bir özgüven patlaması olur ki, artık kişi narsistliğe kadar yol alabilir. Çevresindeki insanları hor, hakir, beceriksiz, niteliksiz kişiler olarak görür. Kendine denk insan bulamamaktan yakınır, yalnızlık çeker. Ancak ekonomik ya da kas gücü gibi kendi kişiliğinden farklı yöntemlerle çevresinde oluşturduğu kitleyi besleyerek kendine destekçi yapar. Kimsesizliğinin çözümünü emirler yağdırarak; kendini anlatma, kendi kendini övme, kendini öven dalkavuklarla mutlu olma yoluyla kendini ispat etme çabasına girer. Ego da aynen tansiyon gibi genetik kodlarla trans edilebilir diye öngörülebilir. Hipotansiyon ve hipertansiyonun nasıl tedavisi varsa, yüksek ego ve düşük egonun da tedavisi elbette vardır. İşin zor tarafı, tedavi süreci bir takım fedakarlıklar gerektirir. Tedavide en önemli husus sağlığı korumaktır. Tansiyonun korunması için tüketimi kontrol edilecek gıdalar, düzenli yapılması gereken egzersizler vardır. Belli bir süre yürüyüşün yanı sıra kas hareketlerinin durağan olmaması gerekir. Egonun sağlıklı olması için şu gıdalar tüketilecek, şöyle egzersizler yapılacak denemez. Fakat benliği korumak ve özgüveni yerinde tutmak için zaman zaman motivasyon verici ilham kaynaklarından istifade etmek, meditasyon gibi trans durumuna girip öze dönmek ve özden keşifler yapmak gerekir. Ego dengesi gözlemlenirken birey kendi acizliğini görebildiği kadar kendi öz varlığının da farkında olması gerekir. Kişi özgüveni kaybetmeden ve aşırı bencilleşmeden denge insanı olmasını bilmelidir. Kişinin çevresindeki dostluk çemberi ego için bir ölçüdür. Kişi yalnızlık hissediyor, iç dünyasında huzursuzluk hissediyorsa bir takım belirtiler ortaya çıkıyor demektir. Zaman zaman kişinin yalnızlık arzusu, içe dönük olması, çevresiyle iletişim içerisinde olmak istememesi onun ego problemi olduğunu göstermez. Kişi, kendisini çevresiyle olan etkileşiminde huzursuzluk hissediyorsa problem vardır. Kendi halinde olup iç huzur sağlanabiliyorsa, yalnız olması sıkıntı olarak görülmez. Fakat takım çalışması içinde olması, insanlarla ortak aktivitelerde yer alması gerekir. İnsanlarla müşterek etkinlikler sürecinde uyumlu olması, içinde bulunduğu takımın kendini dışlamıyor olması da önemlidir. Egoist ve narsist diye tabir edilen aşırı bencillik, zorbalığı çıkarır ve suçu da başkasına atar. Kendisi hep haklıdır. Kendinden başka herkes kusurlu anlayışındadır. Bu duruma gelmiş bireyin tedavisi de oldukça zordur ve kendisi kesinlikle tedaviyi kabul etmeyeceği gibi böyle bir teşhisi de kabul etmesi mümkün değildir. Amaç, böylesine aşırı ego sahiplerinden korunmak zorunda olan diğer bireylerin aşağılık kompleksine düşmemesidir. Tansiyon bünyede nasıl varsa, ego da insanda aynı şekilde mevcuttur. Tansiyon dengesi nasıl aşağıya veya yukarıya doğru değiştiğinde metabolizmada sıkıntılar oluşuyorsa, egodaki ölçünün de azalması veya yükselmesi kişiyi huysuz, çevresini de huzursuz eder. “Ne kadar çok bilgi o kadar az ego Ne kadar az bilgi o kadar çok ego.” A. Einstein “Her şeyi hoş görmenin sonu, hoşgörünün ortadan kalkmasıdır.” K. Popper |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
İkigai - 25/05/2019 |
Garcia&Miralles, Okinawa adasında Ogimi denilen bir yerleşim merkezini saha araştırması olarak seçmişlerdir. Burası 100.000 kişiden 24.055’inin, bir asrı devirmiş insanların yaşadığı bir yerdir. |
Carpe Diem - 01/05/2019 |
Üzüntü, keder, sıkıntı, her insanın sahip olduğu zamanının içinde mutlaka yer alır. Geri döndürülemeyen akıcılık içinde geçer gider. Ânın farkındalığı ve zamanın geçiciliği bilinciyle insan kişisel gündemini kontrol etmesini bilmelidir. |
İletişimde Zihinsel Güç “Muşin” - 18/04/2019 |
Muşin, zihinsel duruluğu sağlarken düşünce merkezi sabit kalır. Kontrol elde tutulur. İlk etapta verilecek tavır, yönlendirme ve zaman kazanma olmalıdır. Muşin kesinlikle tarafsız kalma demek değildir. Önyargısız olabilme becerisidir. |
Yaşamın Mutluluk Kaynağı - 11/04/2019 |
Kendini keşif, bu arayıştaki en önemli kesişim noktasıdır. Kişinin kendini keşfetmesi hem iç dünyası hem de sosyal çevresinden kendine bakışla mümkündür. Sadece tek bir yönden özü idrak etmek eksik kalacaktır. |
Organik Yaşam Koçluğu - 28/03/2019 |
Organik yaşam denilen kavram, sadece yenilen ve içilen maddelerle sınırlı değildir. Organik yaşam, sadece sağlıklı bir vücuda sahip olmak da değildir. Organik yaşam koçluğu tüm bu kavramı bir bütün olarak ele alır. |
Fırsatların Farkındalığı - 23/03/2019 |
Farkındalık ve fırsatlar, kartopu gibi birbirini sarar. Fırsatlar değerlendirildikçe farkındalık artar. Farkındalık geliştirdikçe fırsatlar çeşitlenir. |
Güçlü ve Zayıflıkla Kendini Tanıma - 10/03/2019 |
Yaşam bir savaştır. İnsanoğlu zaman zaman, çevresinin dostları yada düşmanları ile kuşatıldığını hisseder. Kişi dost ve düşman dışında da tanımadığı bilmediği kişilerle bile rekabet içinde bulur. |
Tehdit ve Zayıflığa Karşı Üstünlük ve Fırsatlar - 08/03/2019 |
Engeller bazen kaynaklar kısmından, bazen üretim sürecinde, bazen pazarlamada, bazen yönetimsel sıkıntılardan bazen de tamamen bunların haricinde dış kaynaklı sebeplerden olur. |
Beşikten Mezara Koçluk - 08/03/2019 |
Öğretmenler en değerli varlıklardır. Ne var ki, standart müfredat programları ve bireyselden uzak kitlesel eğitim programları, gençlerin zorunlu başarı hedefleri ortaya çıkarmasına sebep olur. |
Devamı |