AW-11189518860 Aile Evlilik Çift Danışmanı Dr. Ekrem Çulfa Koçluk ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi 0533 3738123
Aile Evlilik Çift Terapisti 0532 158 35 55 istanbul
Çocuk ve Oyun
08/02/2015
“Çocuk Oyunları Hayatın Bir Çekirdeğidir. Bütün İnsanlar orada gelişir, büyür. Insanın En Güzel ve En Olumlu Yetenekleri Orada Yükselir.” Friedrich Fröbel
Çocuklar
doğdukları andan itibaren yaşadıkları çevreye özel bir ilgi ve merak duyarlar.
Çevreden gelen uyarıcılar sayesinde çocuklarda önce çevreyi gözlemleme ihtiyacı
gelişmektedir. Gözlemledikleri çevreyi keşfetme ihtiyacında ise oyun devreye
girer. Oyun çocuğun en doğal öğrenme aracıdır ve aynı zamanda oyun çocuklar
için keşfetmek, öğrenmek ve kendini ifade etmek demektir. Oyun, çocuğun dış
dünyaya açılmasını sağlayan bir pencere gibidir. Çocuk çevresini, kendisini ve
dünyasını oyun sayesinde tecrübe etmektedir. Her çocuk iç dünyasında
kurguladığı düşünceleri ya da hayalleri dış dünya ile paylaşma ihtiyacı
duymaktadır. Çocuklar erken çocukluk döneminde henüz soyut düşünme yeteneğine
sahip olmadıkları için, kendilerini en iyi somut bir araç sayesinde, yani oyun
yoluyla dış dünyaya yansıtabilmektedirler. Piaget
çocuklarda yaşa göre farklı oyun evreleri gözlemlemiştir. Bu evreler bize
çocukların hangi yaş döneminde ne tür oyun çevrelerine ihtiyaçları olduğunu
güzel bir şekilde göstermektedir.
Alıştırmalı
oyun dönemi (0-1): Yeni doğan bebekler genellikle kendi bedenleriyle
oynarlar. Ayaklarına, ellerine bakarlar ve vücut uzuvlarını hareket ettirirler.
Ellerini ağızlarına götürmekten zevk alırlar. Aynı zamanda parlak ışık ve
renklere karşı da duyarlıdırlar. Bu dönemde çıngırak, bebek için önemli bir
oyuncaktır. Zıt renkler de bebeklerin oldukça ilgisini çeker ve onlara ulaşmaya
çalışırlar. Bir yaşına kadar çocuklar için yumuşak pelüşler, ağızlarına
alabilecekleri diş halkaları ve belirgin renkteki oyuncaklar idealdir. Sembolik
Oyun Dönemi (3-10): Çocuğun hayal gücünün geliştiği bir dönemdir. Çocuğun
sembolik oyun dönemine geçebilmesinde ki en önemli faktör çocuğun görebildiği
nesneleri kafasında hayal edebilmesidir. Bu nedenle çocukların gözlem gücünü ve
günlük olayları kavramasını sağlayan oyuncaklar tercih edilmelidir, örneğin,
bebekler, mutfak aletleri, doktor araç gereçleri, hayvanlar, legolar, arabalar,
tamir aletleri v.b. Bu dönemin karakteristik özelliği, çocukların ellerinde ki
oyuncakları farklı nesnelere dönüştürebilmeleridir, örneğin, oyunda bir blok
tahta bir kamyona ya da bir çekice dönüşebilmektedir. Çocukların sembolleştirme
yeteneği bilişsel gelişimleri ile paralel şekilde ilerlemektedir. Kurallı
Oyun Dönemi (10 yaş ve sonrası): Piaget’e göre okul öncesi dönemde çocukların oyunlarında
kural kavramının olmadığını söyler. Çocuk 10 yaşından itibaren kuralların
konuluş amacının ve kuralların değiştirilebileceğinin farkına varmaktadırlar.
Bu sayede çocuk sosyal çevre tarafından kabul görmenin öneminin de farkına
varmaktadır. Sembolik dönemden kurallı oyun döneminde geçiş için çocuğun başka
bireylerle sosyal iletişim halinde olması gerekmektedir. Bu dönemde çocuk
yetişkinlerin yönergelerine ihtiyaç duymaksızın toplumsal kurallara uymaya
başlamaktadır. Bu sebeple çocukların oyunlarında da kurallar hakim olmaya
başlamaktadır. Her çocuk grup içinde kabul görmek ve gruba uyum sağlamak
amacıyla konulan kurallara uymaya özen göstermektedir. Bu dönemde çocuklara
özellikle grup halinde oynayabilecekleri ortamlar sağlanmalıdır, örneğin bir
takımda futbol oynamak çocuğun hem kurallara uymayı tecrübe etmesini sağlamakta
hem de sosyal çevre ile olan iletişimini güçlendirmektedir. Oyun aynı zamanda
çocuğun bilişsel, duygusal ve sosyal alanda ki gelişimine de önemli bir katkı
sağlamaktadır.
Bilişsel
Gelişim: Oyun çocukların yaşamlarını bağımsız bir şekilde sürdürmeleri
için gerekli olan bilişsel yeterlilikleri kazanmalarını sağlamaktadır. Bir konu
üzerinde odaklanma, sebep sonuç ilişkisi kurma, problem çözme, yeni fikirler
üreterek bir oyunu manipüle etme gibi birçok bilişsel yeteneği çocuk oyun sayesinde
kazanabilmektedir. Ayrıca nesneleri büyüklük, uzunluk ve renklerine göre ya da
nesneleri farklı şekillerine göre ayırt etme gibi birçok matematiksel öğrenme
yine oyun sayesinde gerçekleşmektedir.
Anaokulunda Ahmet ve Kerem legodan savaş gemisi yaparak oynamaya
başladılar. Kerem ısrarla gemilerini dalgalarla yarıştırmaları gerektiğini
söyledi. Ahmet ise bu fikre biraz şüpheli yaklaştı ve Kerem’e ‘Ama dalgalar
gemilerimiz ya parçalarsa? diye sordu’ Kerem ‘Bir şey olmaz, gemilerimizi
yakınlaştıralım, ben senin gemini korurum’ dedi. Ahmet ‘Heyecanla, aklıma güzel
bir fikir geldi, gemilerimizi iple birbirine bağlayalım, böylelikle
birbirimizden güç alırız’ dedi. Kerem bu fikri çok beğendi ve ip istemek için
öğretmenine yöneldi. Bu oyunda Ahmet Kerem’e yeni fikirler sunarken, Ahmet
karşılaşacakları problemleri ifade etti. Daha sonra birlikte tartışırken,
sorunu çözmek için yeni stratejiler geliştirdiler. Böylelikle oyunda bilişsel
açıdan birçok öğrenme gerçekleşti.
Duygusal
Gelişim: Oyun
duygusal gelişim açısından önemli olan birçok kişilik özelliğini de çocuğa
kazandırmaktadır, örneğin, zorlu bir oyunda başarılı olmak için dirayet
gösterebilmeyi, bir oyunda yenilgiden sonra yaşanan hayal kırıklığına
katlanmayı çocuk oyun sayesinde tecrübe etmektedir. Ayrıca
oyun yaşanan pozitif ve negatif duyguları dışarıya vurmamızı da sağlamaktadır.
Çocuklar yaşadıkları sevinç, üzüntü ya da neşe gibi duyguları yine oyun
sayesinde ifade edebilmektedirler. Ayrıca yoğun düzeyde öfke duygusu yaşayan
bir çocuk oyun sayesinde sakinleşebilmekte ve bu sayede yine duygularını
kontrol altına alabilmeyi öğrenmektedir. Bu bağlamda oyun negatif duyguları
dışa vurmayı da mümkün kıldığı için ruhsal durumu tedavi edici bir fonksiyona
da sahiptir.
Merve sabah okula geldiğinde çok mutsuzdu. Sabah çok sevdiği
kitabını teyzesinde unuttuğunu fark etti. Hâlbuki bu kitabı anaokulunda
arkadaşlarına göstermeyi ne kadar da çok istemişti. Öğretmenin de teşvikiyle
lego köşesinde oynamaya başladı. Onu üzen bu konuyu oyununda öğretmenine birkaç
kez canlandırdıktan sonra tekrar neşesi yerine gelmişti. Arkadaşlarının yanına
giderek evcilik oynamaya karar verdi.
Sosyal Gelişim: Oyun aynı zamanda çocuğun sosyal bir birey olmasına önemli bir
katkıda bulunmaktadır. Oyun oynarken çocuk başkalarının fikirlerine saygı
duymak, kurallara uymak, haksızlıklarda kendini ya da bir başka arkadaşını
savunmak gibi birçok durumu bizzat yaşamakta ve sosyal yeteneklerini
geliştirmek için birçok fırsat yakalamaktadır. Son
Söz: 19.
Yüzyılda yaşamış ve günümüzdeki modern çağ çocuk eğitimine katkıda bulunmuş
Pestalozzi, Fröbel, Freinet ve Montessori gibi birçok pedagog çocukların
didaktik bir ortamda eğitim görmelerine şiddetle karşı çıkmışlardır. Didaktik ortam çocuğun pasif bir varlık olarak görüldüğü ve
öğrenmenin, bilginin çocuğa direk öğretmen tarafından verilmesi ile
gerçekleştiği bir ortamdır. Birçok
alternatif eğitim metotlarına ışık tutan birçok Pedagog’a göre çocuklar kendi
hayatlarını başkalarından bağımsız ve mutlu bir şekilde idame ettirmek için
gerekli olan yeterlilikleri kendileri kazanabilmektedir. Bu bağlamda bizim
eğitmenler ve ebeveynler olarak en önemli görevimiz – yukarıda ifade edilen
didaktik öğreticilikten uzak durarak – çocuklara kendilerini
şekillendirebilecekleri uygun çevreleri oluşturabilmektir. Elif Öğretmen didaktik öğreticilikten uzak duran bir öğretmendi. Çocukların gerekli bilgiyi sistemli bir eğitmen teşvikiyle, serbest bir şekilde öğrenebileceğine inanıyordu. Yaptıkları bir doğa gezisinde çocukların en çok farklı böcek türleri ile ilgilendiğini gördü. Bir gün sonra sınıfa kurutulmuş farklı böcek türleri getirdi ve çocuklardan bu böcekleri incelemelerini istedi. Çocuklar heyecanla bu böcekleri incelerken, böceklerin ayak sayıları, uzunlukları, gövdeleri ve renkleri arasındaki farklar gibi birçok yeni şey keşfettiler. Daha sonra böcekleri kalemler ile ölçerek aralarında farkı somut hale getirmeye çalıştılar. Oluşturduğu çevre sayesinde gerçekleşen bu yeni öğrenmeler Elif Öğretmen’i çok mutlu etmişti.
Uzman Pedagog
Elda Tatlı |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
5 Yaş Çocuğu - 22/03/2015 |
5 Yaş Çocuğu |
4 Yaş Gelişim Özellikleri - 18/03/2015 |
4 Yaş Gelişim Özellikleri |
3 Yaş Çocuğu Gelişim Özellikleri - 17/03/2015 |
3 Yaş Çocuğu Gelişim Özellikleri |
Nietzsche Ağladığında - 14/03/2015 |
Nietzsche Ağladığında |
2 Yaş Dönemi Gelişim Özellikleri ve 2 Yaş Dönemi Psikolojisi - 10/03/2015 |
2 Yaş Dönemi Gelişim Özellikleri ve 2 Yaş Dönemi Psikolojisi |
Doğum ve Psikoloji - 04/03/2015 |
Doğum ve Psikoloji |
Kind und Scheidung - 01/03/2015 |
Kind und Scheidung |
Çocuk ve Boşanma - 28/02/2015 |
Çocuk ve Boşanma |
Asperger Autismus - 25/02/2015 |
Asperger Autismus |
Devamı |